“Time is the longest distance between two places.” by Tennessee Williams, The Glass Menagerie, 1945
“Zaman, iki yer arasındaki en uzak mesafedir.”
The Glass Menagerie, Tennessee Williams, 1945
Özet
İş, ticaret, eğitim, sağlık, kültür vb. konularda merkez sayılan şehirlerin kalabalık insan topluluklarından oluştuğu konusunda halihazırda hemfikiriz. Nasıl tanımlanacağına ilişkin birbirinden farklı görüşler olsa da, sınırlarını ekonomik ve sosyal etkileşimlerin ve yoğunluklarının belirlediği, birbirine yakın coğrafi bölgeleri topyekûn şehir, metropol, megakent veya benzeri şekillerde adlandırırız.
Birleşmiş Milletler (Dünya nüfusunun 54 ’ünün şehirlerde yaşadığını ve bu oranın yakın bir zamanda daha da artacağını söylüyor Önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaklaşık olarak her 3 kişiden 2 ’si şehirde yaşıyor olacak Nüfusu 10 milyondan fazla olan 30 megakent’e 11 yeni megakent daha eklenecek ve bu megakentler dünya nüfusunun 10 ’una ev sahipliği yapacak Yaklaşık 15 milyon kişinin yaşadığı İstanbul bu megakentlerden birisidir.
Sürdürülebilir kentlerin oluşması için gerek koşullar daha fazla bilgi sahibi olmakla ilgilidir. Bilginin güvenilir yegane kaynağı olan veri ise ancak eksiksiz, kapsamlı ve güncellenebilir bir şekilde toplandığında ihtiva ettiği bilgilerin yaşam kalitesine dönüştürülmesinde kullanılabilir. Aşağıda birbirini takip eden panolarda kullanıcılara yalnızca araştırmacının seçkisi sunulmamakta aynı zamanda kullanıcın edinmek istediği bilgiyi kolayca elde etmesini sağlamaya yönelik araçlar da sunulmaktadır.
Kullanıcıların kendi yaklaşımlarına göre bulgu elde etmesini sağlayan bu endüstri 4.0 uygulaması aynı zamanda veri okuryazarlığını geliştirmekte, stratejik karar desteği sağlamakta ve büyük veri araçlarını demokratize etmektedir.
Daha iyi bir gelecek için bilgi üretimine siz de katılın: "dokun, değiştir, sonucu gör"
Nüfus Değişimi
İstanbul Nüfusu Türkiye Nüfusundan %37 daha hızlı artıyor.
2011 yılında 13 milyon 600 bin 240 kişinin yaşadığı İstanbul'un nüfusu, 10 yıl içerisinde yaklaşık 2 milyon artışla 2021 yılı sonunda 15 milyon 840 bin 900 kişiye ulaşmıştır. TÜİK verilerine göre son yılda ülke nüfusu %11 artarken İstanbul için bu değer %16 olmuştur. Başka bir ifadeyle İstanbul'un nüfusu Türkiye nüfusundan %37 daha hızlı artmaktadır.
2011 yılında İstanbul'un en kalabalık İlçesi Bağcılar iken, aynı yıl 8. sırada yer alan Esenyurt 2021 yılında en kalabalık ilçe olarak ilk sıraya yerleşmiştir. Özellikle son 10 yıl içerisinde doğanlar dikkate alındığında Esenyurt ile kendisine en yakın olan ilçeyle arasında yaklaşık 64 bin kişilik bir fark oluşmaktadır. Aşağıdaki interaktif panoyu kullanarak kendi bulgularınızı oluşturabilir, sonuçlarını anında görselleştirebilirsiniz.
Genel Eğitim Durumu
Türkiye'de 25 yaş ve üstü olan her 5 kişiden 4'ü henüz bir üniversite bitirmemiş.
Türkiye’deki yetişkin nüfusun %29’u ilköğretim veya ilkokul mezunu. Bu grubu %26 ile lise mezunları izliyor. Lise mezunu erkeklerin oranı %24'ken, kadınlarda bu oran %22'ye düşüyor. Üniversite mezunlarının yetişkin nüfus içindeki oranı olarak %18. Yetişkin nüfusun %3,2’si (1 milyon 871 bin kişi) okuma yazma bilmiyor. Okuma yazma bilmeyenlerin %86'sını kadınlar oluşturuyor. Okuma yazma bileyen kadınların %72’si 60 yaş üstü. Yüksekokul, fakülte ve yüksek lisans mezunlarına birlikte baktığımızda erkekler (%53) ve kadınlar (%47) arasında bir miktar fark olsa da eğitim düzeyleri içerisinde farkın en düşük olduğu grubu oluşturuyorlar.
Aşağıdaki interkatif panoda Adana ve Adıyaman İlleri mercek altına alınmış ve ilçelere göre dağılımları ile birlikte verilmiştir.
Lisans Trendleri
En çok öğrenci alan bölümler Tarih, Tıp, Hemşirelik ve Hukuk
2020 yılı verilerin göre ülkede tercih edilen lisans olanaklarının %56'sı devlet tarafından sunulurken %36'sı vakıf üniversiteleri tarafından sunulmakta. En çok tercih edilen bölüm olan Tıp ise %51'i devlet tarafından sunuluyor.
2020 yılında yükseköğretim için açılan 488 bin 270 kontenjanın 457 bin 334’ünün dolduğu ve 30936’ının (%6,3’ünün) boş kaldığı görülüyor. Yerleşenlerin %85’i Türkçe, %14’ü ise İngilizce eğitim verilen bölümlerde eğitim görecek. Toplam kontenjan açısından en çok öğrenci yetiştiren bölümler Tarih (16 bin 485), Tıp (16 bin 448), Hemşirelik (16 bin 79), Hukuk (16 bin 77) ve Türk Dili ve Edebiyatı (14 bin 773) olarak öne çıkıyor.
Kentlilik
Türkiye’de en çok Urfalı, Konyalı ve İstanbullu var.
TÜİK tarafından paylaşılan verilere göre vatandaşların kütüklerine baktığımızda Türkiye nüfusunun %3.5’uğunun Şanlıurfalı olduğunu görüyoruz. Şanlıurfalıları %3,2 ile Konya, %3,1 ile İstanbul ve %2,8 ile Diyarbakır izliyor. Diğer bir deyişle Türkiye’deki herkes memleketinde yaşıyor olsaydı İstanbul’un nüfusu 2 milyon 574 bine düşecek; Urfa’nın nüfusu 2 milyon 906 bine çıkacaktı. Nüfusu 756 bin olan Erzurum’un nüfusu 1 milyon 913 bin, nüfusu 359 bin olan Sivas’ın nüfusu ise 1 milyon 961 bin olacaktı.
İstanbul’a baktığımızda her 100 kişiden 5’inin Sivaslı, 4’ünün Kastamonulu, 4’ünün Ordulu ve 3’ünün Giresunlu olduğunu görüyoruz. İstanbul'da yaşayanların yalnızca %14'ü İstanbul nüfusuna kayıtlı.
Ankara’da ise her 100 kişiden 8’i Çorumlu, 7’si Yozgatlı, 5’i Çankırılı ve 4’ü de Kırşehirli. Ankara’nın %30’u nüfus olarak Ankara kayıtlı.
Ulaşım ve Hareketlilik
Ana arterlerde sürüş hızı saatte ortalama 30 km olarak ölçüldü.
Yoğun trafik koşullarında hareket etmeye çalışan sürücüler ve yolcular özellikle hafta içi saatlerde trafikte sıkışıklık ile karşılaşıyorlar. Pandemi başlangıcından önce sabah ve akşam saatleri en sıkışık saatler olarak kayıtlara geçerken, pandemi ile birlikte sıkışıklık öğlen saatlerine kaymış oldu.
Araç Envanteri
2007 - 2020 arası trafiğe kaydı yapılan araçların yarısından fazlası otomobil.
Türkiye'de otomobil açık ara en fazla tercih edilen motorlu kara taşıtı. Otomobili sırası ile Kamyonet, Motosiklet, Traktör ve Kamyon izliyor. Şehirlerde kişi başına düşen araç sayılarına bakıldığında otomobilin en yoğun olarak kullanıldığı illerin başında İstanbul (her bin kişiye 247 otomobil), Ankara (her bin kişiye 149 otomobil) ve Antalya (her bin kişiye 116 otomobil) geliyor. Bu şehirleri Muğla, İzmir, Bursa ve Tekirdağ takip ediyor. Nüfusa göre en az otomobil ise Hakkâri, Şırnak, Ağrı, Bitlis, Siirt ve Muş illerinde. Kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılanın il bazında dağılımına baktığımızda da en üstte ve altta benzer illeri görmekteyiz.
Şehir Sorunları
Deprem, Ekonomi ve Ulaşım İstanbul'un en büyük sorunları arasında.
Yapılan araştırmalara göre İstanbul'da yaşayanlar kentin en önemli sorununu olası deprem olarak görüyor. (%22) Arkasından ekonomik sorunlar (%20) geliyor. Ulaşım %17 ile üçüncü büyük sorun.
Ekonomik sorunlar lise ve altı eğitim alanların en çok şikayet ettiği başlık olarak karşımıza çıkarken üniversite ve üstü eğitim alanlar olası İstanbul depremini en büyük sorun olarak görüyor (%28).
Ulaşım
İzmir'de sürüş hızı hafta içi akşam saatlerinde saate ortalama 21 km olarak ölçüldü.
2000’li yalların başında 3.2 milyon nüfusa sahip olan İzmir, 2020 yılı sonunda 15 067 724 ’e ulaşmıştır. TÜİK verilerine göre 2000 yılından bu yana ülkede nüfus artış 26 oranında gerçekleşmiş iken İstanbul için bu değer 36 olmuştur. Bu yıllarda İzmir nüfusu Türkiye nüfusunun artış hızından %35 daha hızlı artmıştır Buna ek olarak İzmir her yıl neredeyse nüfusu kadar da yabancı ziyaretçi ağırlamaktadır.
Şikayetler
İstanbul'da çağrı merkezlerine gelen susuzluk ile ilgili her 15 şikayetten biri Fatih ilçesinden gelmiş.
Büyükşehir belediyelerine yapılan şikayetler yoğunluklarına göre dağıtıldığında ilçeler arasında farklılıklar oluşmakta. Bazı ilçelerden yoğun bir biçimde şikayet alınırken, bazılarından çok seyrek biçimde alınmakta. Aşağıda İstanbul Büyükşehir Belediyesi çağrı merkezine gelen şikayetler ve dağılımları ilçelerin psikografileri ile birlikte sunulmaktadır.
Hava Kalitesi
Kent merkezlerinde yaşanan yoğun trafik ve sıkışıklık hava kalitesini sağlık açısından olumsuz yönde etkiliyor. EPA ölçeğine göre değerlendirildiğinde: Genel olarak kamunun etkilenmesi olası değildir. Hassas gruplar için sağlık etkileri oluşabilir.
Bu interaktif pano, arterlerde ortaya çıkan kirletici konsantrasyonlarının belirlenmesinde trafikteki hareket hızını ve değişimlerini, dur/kalk frekanslarını, araç tipi ve sayılarını, arterlerin uzunluk ve genişliklerine göre belirlenmiş hacimlerini dikkate almıştır. Çalışmada belirlenen zaman kesitleri en düşük 30’ar dakikalık ortalamalardan oluşmaktadır.
Aşağıdaki interaktif panoda İzmir ilinin belirli bölgeleri örnek olarak verilmiştir. İnteraktif panoyu kullanarak hava kirliliğinin gün içerisinde ve yıl boyunca farklı caddeler nasıl değiştiğini gözlemleyebilirsiniz. Bu bölge için hesapladığımız ortalama hava kalitesi skoru 154’tür. Bu skor genel kamuoyu için ciddi bir tehdit teşkil etmese de hassas grupların sağlığı için belirli etkiler oluşabileceği anlamına gelmektedir.
Şehir Kullanımı
Pandemide ofis ve işyeri kullanımlarından önemli ölçüde vazgeçildi.
Pandeminin etkisinin yoğun olduğu dönemde ofis ve işyeri kullanımları önemli ölçüde semt ve konut kullanımları artış eğilimi gösterdi. Pandemi tedbirlerinin gevşetildiği dönemlerde park ve yeşil alanlara olan talep önemli ölçüde artarken ulaşımda toplu taşıma araçları tercih edilmedi. İnteraktif panonun kapsadığı bir buçuk yıl boyunca perakende ve rekreasyon imkânlarına olan talebin, diğer bir deyişle restoran, kafe, AVM, eğlence parkı, müze, kütüphane ve sinema kullanımının sürekli düştüğü görülüyor.
Dış Ticaret
Son 8 yılın ortalamasına göre dış ticaretin %58'i ithalat.
2021 yılında ihracat 225 milyar dolar olurken, ithalat 271 milyar dolar olarak kaydedildi. Toplam Dış ticaretin %50.2'si İstanbul kaynaklı. İzmir, Bursa, Kocaeli, Ankara, Gaziantep takip eden şehirler. Bu şehirlerin Türkiye dış ticaretindeki payları ise %5 ile %6 aralığında değişiyor. 2021 dış ticaret açığı 2020 yılına göre yüzde 7,5 gerileyerek 46,13 milyar dolar olarak karşımıza çıkıyor.
Otomotiv
Türkiye'de en fazla tercih edilen marka FİAT oldu.
2017 yılına kadar hafif ticari araç ve otomobil segmentlerinde benzer satış oranlarına sahip olan marka son 4 yılda otomobil satışlarında artış yaşayarak sektördeki yerini belirledi. İç pazarda bu markayı sırasıyla Renault, Ford ve Volkswagen takip ediyor.
Siyasi Tercihler
Türkiye’de seçmen olan her 10 kişiden 9’u siyasi tercihini sandık başında belirtiyor.
Türkiye’de 2009’dan bu yana yapılan 11 seçimde yaklaşık 749 milyon adet pusula sandıkları doldurdu. Bunun 187 milyonu milletvekili genel seçimleri için sandıkla buluştu. Ortalama seçime katılım oranı %87 oldu. Bu oran 2019 yılında Avrupa Birliği’nin %50’ye ancak ulaşabilmiş seçime katılım oranına göre oldukça yüksek.
Aşağıdaki interaktif panodan seçim türlerine göre il ve ilçe sonuçlarını ve geçmiş seçimlerin ardından oluşan meclis dağılımlarını görüntüleyebilirsiniz.
Zaman Kullanımı
Ev işleri, eğitim ve işe toplam 6 saat, televizyon ve internete 4 buçuk saat ayırıyoruz.
Gün içinde zorunlu işlere ayrılan zaman, televizyon ve internete ayrılan zamandan biraz fazla. Ev işleri, eğitim ve işe toplamda 6 saat ayrılırken, internet ve televizyona toplamda 4 buçuk saat zaman ayrılıyor. Erkeklerin bir günde iş ve işlerine ayırdığı zaman toplamda yaklaşık 5 buçuk saat, kadınlarda ise bu süre 5 saat. Erkekler ev işlerine bir günde yarım saat zaman ayırırken kadınların yaklaşık 3 buçuk saati ev işleriyle geçiyor.
İşçi, memur ve benzeri şekilde meslek sahibi olanları tek bir grupta incelediğimizde %73’ünün erkek, %27’sinin kadın olduğu karşımıza çıkıyor. Bu çalışan grup içerisinde kadınların mesai saatlerinde ve sonrasında ev işleriyle geçirdiği zaman erkeklere kıyasla çok daha fazla olduğu bulgular arasında.
Emeklilere ve 50 yaş üstüne ayrı ayrı baktığımızda televizyon ve ibadet ile geçirilen zamanın arttığını görüyoruz.
Beklentiler
Sektör önümüzdeki altı aylık dönemde büyüme beklentisi içerisinde ve yatırımlar çoğunlukla teknoloji odaklı gerçekleştiriliyor.
Katılımcıların üçte biri lojistik sektörüne olan yabancı yatırımcıların ilgisinin artacağını düşünürken, yaklaşık %40’ı bu ilginin bir önceki döneme göre değişmeyeceğini düşündüğünü belirtmiştir. Her beş katılımcıdan birisi sektöre olan yabancı yatırımcı ilgisinin altı aylık süreçte azalacağını düşünmektedir.
Ziyaretçiler
2016 yılında Türkiye'ye ziyaretçi girişleri %21 oranında azalırken bu kayıp pandemi ile birlikte %65 seviyelerine ulaşıyor.
Özellikle 2014 ve 2015 yılları Türkiye turizminin bugüne kadarki altın yılları olarak tarihte yerini aldığı görülmektedir. 2015 yılı sonlarında başlayan ve 2016 yılı içerisinde devam eden Türkiye – Rusya ilişkilerindeki gerginlik, darbe girişimi, Almanya ve Hollanda ile yaşanan gerginlikler gibi olaylar Türkiye turizmini olumsuz etkilediği ve ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı 2016 yılında keskin bir düşüşe uğradığı görülmektedir.
En keskin düşüşü ise 2020 yılı Mart ayı itibariyle görmekteyiz. Bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi yıllık ziyaretçi sayısında 2020 yılında %63, 2021 yılında %72 azalmaya sebep olmuştur.